21. yüzyılda dünyamızın temel sorunlarından birisi, doğal kaynakların hızlı tüketimi.

Üretim ve tüketim kapasitesindeki artış, nüfus artışı ve şehirleşme oranı ile birleşerek atık miktar ve çeşitliliklerini geçmiş yıllar ile kıyaslanamayacak miktarda artırdı. Bir diğer taraftan da tüketim alışkanlıkları değişim gösterdi. Geldiğimiz noktada, oluşan tüm atık cins ve formlarında eski dönemlere gitmemiz çok mümkün görülmüyor. Atıklar hayatımızın bir parçası olmaya devam edecek.

Doğal kaynaklarımızın sınırsız olmadığı da dikkate alınırsa yakın gelecekte dünyamızın bazı ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanacağı öngörülmekte. Atıkların, türlerine göre oranları değişmekle beraber, çevre kirliliğine neden olduğu da aşikâr. Bir diğer taraftan, atıkların önemli bir kısmı geri dönüştürülüp ekonomiye kazandırılabilir ve/veya enerjiye çevrilebilir malzemeler. Geri dönüştürülebilir veya enerjiye çevrilebilir atıkların toplanması ve gerekli işlemlerden sonra bir girdi olarak ekonomiye kazandırılması gerekmekte.

Ülkemizde, çevre teknolojileri sektöründe son 10 yılda kaydedilen mesafe azımsanmayacak seviyede. Sektöre makine ve teçhizat üreten yerli firmalar ve ülkemiz pazarı ile ilgilenen uluslararası aktörlerin sayısı, ülkemizde üretilen makinelerin çeşitliliği, üretim adedi ve teknolojileri, tesis kurulumu ile ilgilenen yerli taahhüt firmalarının sayısı, geri dönüşüm tesislerinin sayısı ve kullandıkları teknoloji, geçmiş ile mukayese edilemeyecek noktaya gelmiş durumda.

Son aylarda yaşanan gelişmeler tüm sektöre umut veriyor. Nerede ise ülkenin tüm idari birimlerinin emek ve kararlılıklarına ihtiyacımız olduğu ortak görüş olarak paylaşılırken; T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’mızın projelendirdiği, TBMM’den de tam katılım ve destekle geçen kanun değişiklikleri ile güçlenen ve en Cumhurbaşkanlığı tarafından da desteklenen projeler, önümüzdeki dönemde sektörün daha da güçleneceğinin göstergesi.

Bu gelişmelerin de ivmesi sayesinde efektif ve bütünsel bir atık yönetimi modeli ve uygulamaları ile istihdam, enerji optimizasyonu, dış ticaret açığı, hammadde gereksinimi konularında avantaj yakalarken çevre kirliliğinin de doğrudan önünü kesmiş olacağız.

Hala çok genç olan sektörümüz bir araya gelerek iletişim kurma, yeni teknolojiler ile tanışma ihtiyacı içinde. IFAT Eurasia; bu ihtiyaca cevap vererek uluslararası ilginin yükseğe çekilmesi, ülkemizin sektörün bölgemizdeki merkezi olmasının konularında öncülük yapıyor. Oluşturulan platform sayesinde, ulusal ve uluslararası ölçekte; tüm sektör paydaşlarının bir araya gelmesi, sektörün geleceği için büyük önem taşıyor. Türkiye’de gelişmekte olan çevre teknoloji sektörünün tam anlamıyla bir pazar haline gelmesine katkıda bulunuyor.

IFAT Eurasia 2019 alışılageldiği üzere, uluslararası toplu katılımlar ile perdelerini açacak. Almanya, Avusturya, Çin ve İsviçre ülke katılımlarına ek olarak Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, G. Kore, Hindistan, Hollanda, İtalya, Kanada, Polonya, Romanya ve Ukrayna’dan firma katılımlarına ev sahipliği yapacak. Salonlarda Kuzey ve Güney Amerika’dan, Avrupa ve Balkanlar, Hint Yarımadası ve Asya’ya kadar uzanan geniş coğrafyanın temsilcileri bir araya gelecek. Ziyaretçi başvurularında da uluslararası yoğunluk devam ediyor.

IREMCON ile yaptığı iş birliği ile bölgemizin en önemli atık yönetimi konferansı IFAT Eurasia salonlarında sektör ile buluşacak. Özellikle Balkan ülkelerinden gelecek olan üst düzey yetkililer, fuar katılımcıları ile görüşme fırsatı da bulacaklar. T.C. Ticaret Bakanlığı’nın desteği ile İMMİB tarafından organize edilecek olan Uluslararası Alım Heyeti programı da firmaların ihracat olanaklarını artırmaya yardımcı olacak. DWA, ISWA, GWP iş birlikleri ile hayata geçecek olan “Products in Practice”, “Eurasia University Challange” “IFAT Eurasia 2019 Forum” aktiviteleri fuara renk katarken; sektörün ihtiyacı olan bilgi paylaşımına olanak sağlayacak.

IFAT Eurasia’ya düşen yakalanan ivme ile sektörü bir araya getirmek, gündemde tutmak ve birçok alanda çözüm olarak sunmak. Tüm sektör paydaşlarını IFAT Eurasia 2019’a davet ediyoruz.