9. Kimya Endüstrisi Gelişim Şurası Ankara'da Gerçekleşti
Dönem başkanlığını PAGDER'in üstlendiği Kimya Sektör Platformu 9. Kimya Endüstrisi Gelişim Şurası Ankara'da gerçekleşti. Kimya Sektör Platformu (KSP) üyeleri ile akademisyenlerin yanı sıra Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Veysel Yayan, Sanayi Genel Müdürü Zübeyde Çağlayan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Mustafa Öztürk katıldı.
16 Şubat 2018, Cuma
Kimya sektörünü cari açığın azaltılmasına giderken en önemli sektör olarak gördüklerini ifade eden Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik, petrokimya sektörünün üzerinde yatırım yapılması gereken en önemli sektör olduğunun altını çizdi. Petrokimya sektöründeki eksikliği gidermek için çalıştıklarını ifade eden Çelik, "Petrokimya sektörü her tarafa dokunan ve devrim yapacak bir alan. Herkesin bu sektörle ilgili 'Ben ne yaparım da bu sektör mesafe alır?' diye düşünmesi gerekir. Bu sektörün ekonomimize çok şey katacağını düşünüyorum." diye konuştu.
Çelik, konuşmasındaki sözlere şöyle devam etti:
"Kimya sektörünü, Sanayi 4.0'a giderken ve cari açığın azaltılmasında en önemli sektör olarak görüyoruz. Gerek istihdamın artırılması gerekse cari açığın azaltılması için bu sektöre vermemiz gereken önemi biraz daha artırmamız gerekiyor. O da araştırmaları çoğaltmak, yatırımcıya gerekli şartları hazırlamak, Ar-Ge faaliyetleriyle yatırımcıların desteklenmesini temin etmek ve toplumda bu sektörün farkındalığını artırmaktan geçiyor. Yine dış ticaret açığımızdaki yüksekliğin bir bölümü bu sektörden kaynaklanıyor. Bu sektörün daha fazla desteklenmesi yönünde daha iyi neticeler alınacağını düşünüyorum."
"Kimya sektörü stratejik önceliğimiz"
Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut da Ajans olarak bazı sektörel önceliklerinin olduğunu dile getirirken "Ülkemizde daha fazla istihdam sağlayacak, ihracatımızı artırıp ithalata bağımlılığımızı azaltacak, teknoloji transferine olanak sağlayacak ve Ar-Ge'ye yönelik olacak yatırımlara daha çok yoğunlaşmak istiyoruz" dedi. Ermut, uzun vadeli sermaye girişi sağlayan yabancı yatırımların, yerli firmaların küresel değer zincirine entegrasyonuna ve rekabet gücünün artmasına katkı sağlamasını beklediklerinin altını çizerek, bu anlamda kimya sektörünün ve kimya yatırımlarının kendileri için stratejik öncelik taşıdığını söyledi.
Kimya sektörünün ithalata dayalı olmasının bu önceliklendirmede belirleyici olduğuna işaret eden Ermut, şöyle konuştu: "Kurulan her bir tesis aynı zamanda sektördeki dış ticaret açığının azalmasına katkı sağlıyor. Ajans olarak sektör önceliklendirme stratejimiz doğrultusunda yaptığımız bir endekste, ithal ikame, doğrudan yatırım potansiyeli, teknoloji yoğunluğu, istihdam, sermaye, ihracat potansiyeli gibi faktörler bir araya getirildiğinde, kimya, plastik ve kauçuk sektörleri ilk 3 öncelikli sektör arasında yerini alıyor. Bu önceliklendirmenin sonucunda, ajansımızın kurulduğu yıldan bu yana, petrol ve plastik ürün imalatını da dahil ettiğimizde, kimya sektöründe 11 milyar doları aşan bir doğrudan yatırımın ülkemize geldiğini gözlemlemekteyiz."
Ermut, 2006-2017 yıllarında uluslararası şirketlerin Türkiye'de kimya sektörüne 116 adet sıfırdan yatırım ve 62 adet birleşme ve satın alma işlemi gerçekleştirdiğini belirterek, "Uluslararası yatırımcıların Türk kimya sanayisine olan ilgilerinin artarak devam ettiğini görmekteyiz. Dünya genelinde kimya sektöründe her yıl yaklaşık 120 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım gerçekleşiyor. Bu pastadan aldığımız payın da giderek artacağına inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Sanayinin kimyaya ihtiyacı var"
Kimya Sektör Platformu (KSP) ve Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Başkanı Reha Gür ise kimyanın Türkiye'nin en kritik ve önemli sektörlerinden biri olduğunu ifade ederek, "Gelişmekte olan ülkelerin sanayiye, sanayinin de kimyaya ihtiyacı var. Dolayısıyla kimya sektörünü her anlamda desteklemek zorunda olduğumuz bir dönemden geçmekteyiz." dedi. Türkiye'nin petrokimyaya ihtiyacının her geçen gün arttığına dikkati çeken Gür, "Türkiye'nin bir petrol ülkesi olmamasından hareketle petrokimyanın olmasının çok mantıklı gelmediği söylenir fakat bugün Güney Kore gibi hiç petrolü olmadığı halde petrokimyada çok kuvvetli hale gelmiş örnekleri görmekteyiz." diye konuştu.
Gür, kimya sektörünün 40'tan fazla alt sektöre hitap ettiğini belirterek, şunları kaydetti: "Otomotiv, beyaz eşya, elektronik, inşaat, telekomünikasyon, ulaşım gereçleri gibi birçok sektöre biz hizmet ediyoruz. Bu anlamda kimya ve petrokimyanın bir an önce adım atılması gereken sektörler durumunda olduğunu görüyoruz. Bugün burada yapmamız gereken, sorunları çok net bir şekilde ortaya koymak, paydaşlarımızla çözüm odaklı yaklaşımlar geliştirip, takım çalışması halinde ilerleyerek sonuca gitmek olacak."