GÜNEŞ VE RÜZGAR, YERLİ KÖMÜR ENERJİSİNİ KALICI OLARAK GEÇTİ!
Ankara, 10 Nisan - Küresel enerji düşünce kuruluşu Ember'ın bu yıl dördüncüsünü yayınladığı, elektrik üretim ve tüketim verilerinin analiz edildiği ‘Türkiye Elektrik Görünümü’ raporu, Türkiye'de rüzgar ve güneş enerjisinin artık yerli kömürden daha fazla elektrik ürettiğini ortaya koyuyor. Rüzgar ve güneş enerjisi 2024 yılında 62 TWh enerji üreterek üst üste ikinci kez yerli kömürün (47 TWh) önüne geçti. Hatta yerli kömürün tarihi zirvesi olan 2019'daki 53 TWh’lik elektrik üretimini bile geçti ki bu, söz konusu durumun kalıcı olabileceğine işaret ediyor.
Ember Türkiye ve Kafkaslar Bölge Lideri Ufuk Alparslan, “Rüzgar ve güneşin yerli kömürden elektrik üretimini geride bırakmış olması Türkiye için önemli bir dönüm noktası ve rüzgar ve güneş enerjisinin artık ülkenin enerji güvenliğinin önemli bir parçası olduğunu gösteriyor” dedi.
Türkiye’de 2023 ve 2024’te güneş kurulu gücünde dikkat çeken artış, güneşin elektrik üretimindeki payına da yansıdı. Rüzgardaki artış yavaşlarken kurak dönemlere rağmen hidroelektrik üretimi yükseldi.
Güneş Enerjisinde Rekor Büyüme
Türkiye'de güneş enerjisi 2024 yılında da hızla artmaya devam ederek bir önceki yıla göre % 39 (+7,3 TWh) gibi rekor bir oranda büyüdü. Sadece 2024 yılındaki bu ilave güneş enerjisi, Türkiye'nin 2018 yılındaki toplam güneş enerjisi seviyesine (7,8 TWh) neredeyse eşit.
2023’teki güçlü büyümenin ardından, 2024 yılı güneş enerjisi kapasitesi için bir başka dönüm noktası oldu. Güneş enerjisi kapasitesi 2022'de 10,9 GW iken 2024 sonunda 19,8 GW'a ulaşarak neredeyse iki katına çıktı. Güneş enerjisinin güçlü performansı, rüzgar ve güneş enerjisi birlikte geçen yıl Türkiye'nin elektriğinin % 18'ini üretti.
Fosil Yakıtların Elektrik Üretimindeki Payı % 55’e Düştü
Kömürden elektrik üretimindeki artışa (+4 TWh) rağmen kömürün Türkiye'de elektrik üretimindeki payı 2024 yılında % 36,9'dan % 35,6'ya düştü. Doğal gazdan elektrik üretimi ise 3 TWh (- % 4) düştü. Böylece fosil yakıtların elektrik üretimindeki payı 1993'ten bu yana en düşük seviye olan % 55'e indi.
Ayrıca Türkiye'de elektrik üretiminde kullanılan kömür ve doğal gaz büyük ölçüde ithal ediliyor. 2024’te kömür yakıtlı elektrik üretiminin % 61'i ithalata dayalı kömür santrallerinde gerçekleşti. Doğal gaz için de çok az yerli üretim söz konusu; geçen yıl Türkiye'de tüm sektörlerde tüketilen doğal gazın % 96'sı ithal edildi.
Fosil Yakıt İthalatını İkame Etmek İçin Hedeflere Ulaşılması
COP29 sırasında açıklanan Türkiye'nin yeni 2035 kurulu güç hedefleri, ülkenin mevcut rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesini dört katına çıkarmayı amaçlıyor. Bu hedeflere ulaşılması halinde, 2035 yılına kadar fosil kaynaklı elektrik üretiminin payı % 20'nin altına düşebilir, rüzgar ve güneş enerjisinin payı ise % 49'a yükselebilir.
Ancak bu hedeflere ulaşmak için rüzgar ve güneş enerjisinin elektrik talebindeki yükselişi aşması gerekiyor. Son beş yılda talep 42 TWh artarken, rüzgar ve güneş enerjisindeki artış 31 TWh'te kaldı. Talepteki arta kalan artış ise ithal kömür ve doğal gazla karşılandı.
Ufuk Alparslan sözlerini şöyle sürdürdü: “2035 yılı için öngörülen iddialı hedefler çerçevesinde, rüzgar ve güneş enerjisi Türkiye'nin elektriğinin yarısını karşılayabilecek düzeye gelebilir. Ancak hem artan elektrik talebini karşılamak hem de fosil yakıt ithalatının yerini almak için rüzgar ve güneş enerjisinin daha hızlı büyümesi gerekiyor. Bundan sonraki hedef, yerli yenilenebilir enerji kaynaklarının önünü açacak adımlar atmak olmalı.”
Hidroelektrikten Üretilen Elektrik Arttı
Hidroelektrik, 2024 yılında toplam elektrik üretiminin % 22’sini karşılayarak Türkiye’nin enerji güvenliğine güçlü bir katkı sağlasa da yıllık üretimindeki dalgalanmalar nedeniyle rüzgar ve güneş enerjisi gibi tamamlayıcı özelliğe sahip kaynaklarla desteklenmesi gerekiyor.
Bununla birlikte hidroelektrik santrallerinin 2024 yılında 2023’e kıyasla 11 TWh (+% 17) daha fazla elektrik ürettiği saptanırken ilkbaharda yaşanan kuraklık üretimi olumsuz yönde etkiledi. Akarsu tipi hidroelektrik üretimi kuraklık koşullarında azalırken barajlı hidroelektrik üretimi suyu depolayabilmesi sayesinde yükseliş kaydetti.
Rüzgardan Elektrik Üretiminde Türkiye Bazı G7 Ülkelerinin Önünde
Türkiye'de rüzgar enerjisi, 2022 yılına kadar istikrarlı yükselişini sürdürdü. O zamandan bu yana rüzgarın büyümesindeki yavaşlamaya rağmen, rüzgarın elektrik üretimindeki payı % 11 olan Türkiye hala İtalya (% 8,5) ve Fransa (% 7,7) gibi G7 ülkelerinin önünde yer alıyor.
Güneş enerjisindeki rekor büyümeye rağmen Türkiye, güneş enerjisi potansiyeli daha düşük olan Polonya'nın gerisinde kaldı, 2024 yılında Romanya tarafından da geçildi. Türkiye ile benzer güneş potansiyeline sahip İtalya, İspanya, Portekiz ve Yunanistan gibi güney Avrupa ülkelerinde güneşin elektrik üretimindeki payı % 14 ile % 22 arasında değişiyor.
Çözüm Önerileri
‘Türkiye Elektrik Görünümü’ çalışmasında, rüzgar ve güneş kurulumlarının artırılması ve yeni 2035 yılı hedeflerine ulaşılması için çözüm önerileri de getirildi:
Kısıtlı bağlantı kapasitesi artırılmalı: Türkiye, hedeflediği gibi 2035’e dek güneşte 76,9 GW’lık kurulu güce ulaşabilir; bunun için her yıl 5,2 GW’lık güneş kapasitesi devreye alınmalı. Öte yandan bir rüzgar ya da güneş santralinin kurulabilmesi için o bölgedeki trafo merkezinde kullanılabilir kapasitenin olması, yeni bağlantı kapasitelerinin tahsis edilebilmesi için de yeni şebeke yatırımları gerekiyor. Bu nedenle yeni açıklanan hedeflerde ilk kez yer alan yüksek voltajlı doğru akım (HVDC) iletim hattı, 90 bin km yeni şebeke bağlantısı ve 942 yeni trafo merkezi hedeflerinin gerçekleştirilmesi de önem taşıyor.
Hibrit santrallere kolaylık sağlanmalı: Kısıtlı bağlantı kapasitesine çözüm alternatiflerinden biri de hibrit santraller. Mevcut hidroelektrik ve rüzgar santrallerine ait bağlantı kapasitelerinin güneş gibi ikincil bir üretim kaynağı ile daha verimli bir şekilde kullanıldığı hibrit santrallerde, farklı üretim kaynaklarının birbirini tamamlayıcı özelliklerinden de faydalanılabilir.
İhalelerde iyileştirmeler: 2025 itibarıyla her yıl düzenleneceği duyurulan 2 GW’lık ihaleler, 2035 hedeflerine ulaşılması için önemli. İhalelerdeki yerli oranı şartı, uzun izin süreçleri ve bağlantı kapasitesi elde etme zorluğu nedeniyle rekabetin arttığı ihaleler sonucunda ortaya çıkan düşük fiyatlar, gelecekte ihale ile elde edilen projelerin de hayata geçirilmesine engel olabilir.
Bağlantı kapasitesinde yer açılmalı: Mevcut proje stokunun bir an önce hayata geçirilmesini sağlayacak politikalar izlenmeli. Proje stokunda devreye girme ihtimali olmayan projeler varsa, bunlar iptal edilerek yeni bağlantı kapasitesi açılabilir.
Yeni ihale çeşitleri eklenmeli: Güneş için yüzer güneş santrali ihalesi, rüzgar için ise denizüstü rüzgar santrali ihaleleri düzenlenebilir.
Komşu ülkelerle şebeke bağlantılarını güçlendirme: Rüzgar ve güneşten elektrik üretiminin artmasıyla birlikte komşu ülkelerle şebeke bağlantısını geliştirmek daha da önem kazanacak. Özellikle Nahçıvan ile Azerbaycan anakarası arasında bağlantının kurulmasıyla gelecekte inşa edilebilecek Nahçıvan-Türkiye enterkonneksiyonu, Türkiye’nin henüz planlama aşamasında olan Azerbaycan ve Orta Asya ülkeleri arasındaki enterkonneksiyon projelerinin de parçası olmasını sağlayacak. Türkiye ve Azerbaycan, yenilenebilir enerji potansiyellerini hayata geçirmeleri durumunda, doğu ve batı arasında köprü görevi görerek birer temiz enerji merkezi olabilir ve böylelikle elektrik ihracatıyla ek gelir yaratabilirler.
Rakamlarla 2024’te Türkiye’de Elektrik Üretimi:
%39: Önceki yıla kıyasla güneşten elektrik üretimindeki artış
%18: Rüzgar ve güneşin elektrik üretimindeki payı
%35,6: Kömürden elektrik üretiminin payı
%61: Kömürden elektrik üretiminde ithal kömürün payı