Kimya Sektöründe Büyük Kriz Kapıda
Sadece iki kimyasalın taşınması için en az 300 milyon Liralık yeni yatırıma ihtiyaç duyulurken tüm kimyasalların taşınması için milyarlarca Liralık yatırım yapılması gerekiyor. Lojistik firmalarının yüklenecekleri ekstra maliyet, üretici firmaların maliyetlerine de olumsuz yansıyacak. Kocaeli’nde faaliyetlerine devam eden GEBKİM Kimya ihtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Vefa İbrahim Aracı, bu zorunluluğun ülkemize ekstra masraf ve döviz kaybından başka bir şey getirmeyeceğini söyledi. Aracı, geçiş sürecinin 31 Aralık’ta tamamlanmasının mümkün görünmediğine dikkat çekerek istenilen tankların yapım sürecinin en az bir yıl daha süreceğini belirtti.
“Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması” olan ADR, ülkemizin de taraf olduğu uluslararası bir anlaşma. ADR direktifinde şu anda güncel olarak yaklaşık 4 bin adet tehlikeli madde 9 sınıfta gruplandırılarak taşıması gerçekleştiriliyor. Metal tank ile taşınamayacak kimyasal maddelerde ADR’ye uyum konusunda sıkıntı yaşandığını vurgulayan GEBKİM Kimya İhtisas OSB Başkanı Vefa İbrahim Aracı, bu kimyasalların korozif yani aşındırıcı özellikleri nedeniyle sadece Plastik, PE, Frp tipi tanklar ile taşınabildiğini, mevcutta kullanılan tankların ise ADR direktifine uygun sayılmadığını belirtti.
Tanklarda halihazırda kullanılan karbon malzemeden üretilmiş kaplamaların güvenli taşıma için yeterli olduğunu dile getiren Aracı’ya göre sadece Klor Alkali sektöründeki iki kimyasalın ADR’ye uyumlu taşınabilmesinin maliyeti şu anki kur ile en az 300 milyon TL. Tüm kimyasalları taşımak için milyarlarca liralık yatırım yapılması gerekiyor. Üstelik nakliye firmalarının artan maliyetlerinin üretici firmaların maliyetlerine de olumsuz yansıması bekleniyor.
Aracı: Uyum süreci daha gerçekçi ve makul bir süreye yayılmalı
GEBKİM Kimya İhtisas OSB Başkanı Vefa İbrahim Aracı, 31 Aralık’a kadar tamamlanması zorunlu olan ancak mevcut şartlarda gerçekleşmesi mümkün görünmeyen süreç ile ilgili şunları söyledi: “Klor Alkali sektöründe taşıma altyapısı halen oluşturulamayan ürünlerden Sodyum Hipoklorit, Hidroklorik Asit ve Demir 3 Klorür gibi kimyasal maddelerin taşıma miktarının 2020 yılında 700 bin tona ulaşması bekleniyor. Buna bağlı olarak araç sayısı da 350-400’e çıkacaktır. Sadece Klor Alkali sektöründen iki kimyasalın ADR direktiflerine uygun halde taşınabilmesi için bu araçların istenilen şekle dönüşmesinin maliyeti bugünkü kur ile en az 300 milyon TL. Örneğin; 70-80 adet aracı olan bir nakliye firmasının bu konuda yaklaşık 50 – 55 milyon TL yatırım yapması gerekiyor. Paslanmaz sac ve bu tanklar için kullanılan özel vana ve ekipmanların tümü ithal olduğu için tamamen dövize endeksli. Söz konusu bu araçların büyük çoğunluğu kışın atıl durumda kalacak. Kaplanacak araçların mutlaka paslanmaz olması dayatmasına ve tek ürün taşımaya izin verilmesine anlam veremiyoruz. Bütün petrol türevlerinin carbon steel (siyah sac) ile taşıma izni olmasına rağmen içi zaten kaplanmak zorunda bırakılan bir malzemenin paslanmaz materyal olarak istenmesinin hiçbir mantığı yok. Paslanmaz malzeme karbon malzemeden daha dayanıklı diyemeyiz. Ayrıca paslanmaz malzemenin kaplanması da daha zor. Bir önemli nokta ise araçlarda tek kimyasal taşınmasına izin verilmesi. Oysa en az iki ürün taşıma yetkisi olsa araç sayısı da gereksiz yere artmaz. Sonuç olarak bu zorunluluk ülkemize ekstra masraf ve döviz kaybından başka bir şey getirmeyecek”.
ADR uyum sürecini tamamlamak için firmalara verilen son tarih 31 Aralık 2019 ancak şu ana kadar ADR Yönetmeliği’ne uygun olarak üretilen tank sayısında ihtiyacın yüzde 10’una dahi ulaşılamadı. Uyum sürecinin 31 Aralık’a kadar tamamlanmasının mümkün görünmediğini belirten Vefa İbrahim Aracı, “Geçiş süreci tamamlanmadı. Tank üreticileri ve daha sonra uygunluk veren kurumların bu tarihe yetiştirmeleri imkansız. Gelinen noktada en az bir yıl daha süreceği görünüyor. Bu nedenle uyum sürecinin daha gerçekçi ve makul bir süreye yayılması gerekiyor” diye konuştu.