SOSİAD, Dünya Soğutma Günü’nde UNIDO Projesinin Lansmanını Yaptı
SOSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Karakuş toplantının açılışında yaptığı konuşmada; “SOSİAD olarak, 26 Haziran Dünya Soğutma Günü’ne destek vermek, bu günü tüm dünya çapında meslek örgütleri ile birlikte kutlamak için; büyük önem verdiğimiz, Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü projesi olan proje çalışmamızın lansmanını bugün yapıyoruz” dedi.
SOSİAD, uluslararası projelerin partneri
SOSİAD’ın faaliyetleri konusunda biri ulusal, ikisi uluslararası üç proje hakkında bilgi veren Karakuş, “Ulusal projemiz olan ‘Meslek Liseleri, Memleket Meselesi’ şiarıyla ‘Sürdürülebilir Farkındalık Yaratmak Projesi’ ile meslek liselerinde soğutmayla ilgili bölüme; teknik becerisi yüksek, üç boyutlu zekaya sahip, bilişsel yeteneği olan öğrencilerin kazandırılması ile meslek lisesi eğitim kalitesinin artırılması, nitelikli meslek lisesi mezunlarının soğutma sektöründeki fırsatlar konusunda bilgilendirilmesi ve sektöre kazandırılmasının amaçlandığını belirtti.
Karakuş uluslararası projeleri ile ilgili şunları söyledi: “2016 yılında tam üye olduğumuz Avrupa Soğutma, İklimlendirme ve Isı Pompası Müteahhitleri Birliği (AREA)’nin de yer aldığı, bir AB projesi olan REAL Alternatives 4 LIFE; küresel ısınmaya sebep olma etkisi düşük soğutucu akışkanların tüm Avrupa’da yaygınlaştırılmasını desteklemek amacındadır. Proje çerçevesinde SOSİAD tarafından doğa dostu soğutucu akışkanlar konusunda bilgi düzeyini artırmak için Türkçeye kazandırılan 9 modülden oluşan bir online eğitim platformu hizmete sunuldu. SOSİAD’ın beş temsilcisi, Belçika, İtalya ve Almanya’da CO2 ve hidrokarbon cinsi soğutkanlara uygun servis teknikleri konusunda eğitim aldı ve yetkili eğitmen olarak sertifikalandırıldı. Türkiye’de Eğitimcilerin Eğitimi gerçekleştirildi, katılımcılar sertifikalandırıldı. Proje, 2020’de sona erecek.”
Doğanın hizmetinde bir UNIDO Projesi
Karakuş, kısaca Demonstrasyon Projesi olarak adlandırılan; Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı’nın (UNIDO) “Düşük Küresel Isınma Potansiyeline (GWP) Sahip Soğutucu Akışkanların Teşviği için Pilot Etkinlikler ve Uygulamalar Projesi” hakkında da şu bilgileri verdi: “Bu proje; Türkiye’de küresel ısınmaya yol açma potansiyeli yüksek freon gazlı soğutma sistemlerinin alternatif akışkanlara göre enerji verimliliğinin hangi mertebede olduğunun ölçülmesi, revizyon yapılması ve bunun raporlanmasını konu alıyor. Bu projemizi T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, UNIDO ile birlikte takip ediyor. Proje sürecinde SOSİAD tarafından belirlenecek üç pilot uygulamada, mevcut soğutma sisteminde, soğutucu akışkan değişimi yapılacak, 15 gün aralıklarla test ve ölçümleri izlenecek. Elde edilecek sonuçlar, üç ayrı ilde düzenlenecek toplantılarla, sektör ve hedef sektörleri temsilcileri ile paylaşılacak. Son aşamada detaylı olarak raporlanarak UNIDO’ya teslim edilecek.”
SOSİAD, “Dünya Soğutma Günü”nü destekliyor
SOSİAD’ın Dünya Soğutma Günü’nü desteklediğini ve bunu Türkiye’de ilk kutlayan dernek olduğu için duyduğu memnuniyeti dile getiren Karakuş, “Dünyanın dört bir yanından sanayi sendikaları ve meslek kuruluşları 26 Haziran’ı Dünya Soğutma Günü olarak ilan etmek için bir araya geldi ve 26 Haziran, Dünya Soğutma Günü olarak kabul edildi. Dünya Soğutma Günü, gıda güvenliğinden tıbba, üretimin tüm alanlarında kritik önemine dikkat çekmek için önemli bir fırsat yaratacak” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Açılış konuşmasının ardından, SOSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Hayati Can “Soğutmanın Hızla Yükselen Yaşamsal Önemi”, Proje Teknik Takım Lideri Dr. Kadir İsa “Proje Hedefleri ve Genel Çerçevesi” ve SOSİAD Yönetim Kurulu Üyesi - Proje Koordinatörü Kıvanç Aslantaş “Proje Uygulama Detayları ve Beklenen Sonuçlar” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi.
Can: “Soğutma sektörü, çevre dostu bir yaşamı oluşturmayı hedeflemeli”
Hayati Can sunumunda Avrupa ölçekli sera gazlarının artış eğiliminden bahsederek, “Türkiye, bu artış eğiliminde yüzde 146 ile birinci sırada. Avrupa genel olarak kendisini yeşile doğru götürüyor. Biz de bunun bir parçası olmalıyız. Ancak içinde yaşadığımız dünyada kentlerimiz aşırı yüksek sıcaklıklarla boğuşuyor. Kent merkezleri, atmosferde ölçtüğümüz ya da meteorolojinin ölçtüğü sıcaklıkların yaklaşık 5 °C üstüne tırmanan bir eğri çiziyor. Bunun dünyamızdaki yarattığı etki; aşırı yüksek ve aşırı düşük sıcaklıklar, fırtınalar, aşırı yağış ve deniz seviyelerinde yükselme olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin kentleşme eğrisine baktığımızda, 1927’de henüz daha nüfusumuzun yaklaşık yüzde 25’i kentlerde yaşarken şu anda nüfusumuzun neredeyse yüzde 90’ı kentlerde yaşar hale geldi. Dolayısıyla bu değişim, bu sektördeki insanların önündeki iş yükünü açığa çıkaran temel değişim çizgisidir. Çünkü bu değişim bizim gelecekte neler yapmamız gerektiğini söylüyor” dedi. Gıda maddelerindeki ürünlerin insan sağlığına etkisi ve bunun sonuçlarıyla ilgili 2017 yılında yaptığı bir çalışma hakkında bilgi veren Can gıda güvenliğine dikkat çekerek: “Soğutma ile bakteri üreme hızı düşürülerek, gıdanın içinde zararlı toksin maddenin belli bir oranın altında kalması hedeflenir. Bakteri üreme hızı sıfırlanamayacağı gibi, sonsuz bir muhafaza da gerçekleştirilemez. Gıda zehirlenmeleri konusunda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) istatistik verisi sunmuyor. Sağlık Bakanlığı ise yalnızca sindirim sistemi sorunları diye bir başlıkta ölüm vakalarını sunuyor. Bu oran çok yüksek olmasa da, ülkemizde yılda yaklaşık 200 bin kişinin zehirlenme vakası geçirdiğini, 10 bine yakın kişinin hayatını kaybettiğini söyleyebiliriz. Bilgi kaynaklarının kıtlığı ve veri saklanmaması, sonuçların ve açılan soruşturmaların sonuçlarının bir merkezde toplanmaması gıda güvenliğinin sağlanması konusundaki durumu da özetliyor” dedi. Hava kirliliği konusuna da değinen Can; “Hava kirliliği konusunda durum daha vahim. Türk Toraks Derneği bu yılın başında açıkladığı yayınında Türkiye’de hava kirliliği nedeniyle her yıl 32 bin kişinin öldüğünü ve ülkemizin 81 ilinin 80’inin havasının Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre kirli olduğunu ifade etti. Biz iki gerçekle karşı karşıyayız: İnsanlarımız hem gıdalardan zehirlenerek hem de hava kirliliği, havanın ısınması ve partikül emisyonları sonucu hayatını kaybediyor. Türkiye’nin ne yazık ki yüzde 10’luk bir bölümünün havası temiz. İstanbul’un 279 gününün kirli havaya sahip olduğu bir istatistikle karşı karşıyayız. Bu sonuçları biz yaratıyoruz. Soğutma sektörü olarak buradan çıkaracağımız bazı hedefler var. Demonstrasyon Projemizin de özünü oluşturan doğa dostu bir yaşamı oluşturacak, güvenli gıda zincirini kuracak, güvenli gıda için soğuk zincirin tüm aşamalarını tamamlayacak, tarladan mutfağımıza giren bütün ürünlerin güvenli bir şekilde depolanmasını sağlayacak bir çalışma, soğutma sektörünün hedeflemesi gereken başlıca konu” diye konuştu.
İsa: “Demonstrasyon projesi, alternatif soğutucu akışkanların başarılı şekilde kullanılmasını destekliyor”
Can’ın ardından Dr. Kadir İsa, Demonstrasyon Projesi’ne neden ihtiyaç duyulduğu konusunda özetle şunları söyledi: “Tüm dünyada kullanılan soğutma sistemlerinin büyük çoğunluğunu teşkil eden buhar sıkıştırmalı mekanik soğutma çevrimleri dediğimiz sistemlerde soğutucu akışkanlar kullanılıyor. Bu soğutucu akışkanların önemli bir kısmı, geçmişteki bazı yönetmelikler vasıtasıyla kısıtlandı veya tamamen ortadan kaldırıldı. Dolayısıyla soğutma sektörü bu konuda bir arayış içine girdi. Bu boşluğu doldurmak üzere sektörde değişik ve alternatif soğutkanların kullanımı yoluna gidildi. Bu proje esasında bu tür alternatif soğutucu akışkanların başarılı bir şekilde kullanılması konusundaki çabalara destek amacıyla oluşturulmuş bir proje. UNIDO tarafından desteklenmekte ve SOSİAD tarafından yürütücülüğü yapılmakta. İşin diğer tarafında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bulunmakta. Bu proje vasıtasıyla yaklaşık 3 tane ilimizde bazı alternatif ve doğal soğutucu akışkan kullanan sistemlerde uygulamalar yapılacak. Bu uygulamalar üzerinde değişik ölçümler yapılacak. Ölçümler sonucunda bu soğutucu akışkanların alternatif olarak ne kadar değerli oldukları ortaya konulacak.”
Aslantaş: “İstanbul, Ankara ve İzmir'de toplam 5 tesiste çalışmamız olacak”
Demonstrasyon Projesi’nin teknik ayrıntılarına değinen Kıvanç Aslantaş ise “Bu proje UNIDO’nun Türkiye’de yapmayı planladığı demonstrasyon projelerinden biri. Bu proje kapsamında bizler, küresel ısınmaya etkisi ve ozon tabakasına zararı olmayan gazların saha uygulamasını gerçekleştireceğiz. Bu amaçla İstanbul, Ankara ve İzmir'de toplam 5 tesiste çalışmamız olacak. Bu tesislerde hem çalışan tesislerin yeni sistemlere dönüşümü hem de aynı zamanda mevcut olan tesislerin ölçümlemesini yapacağız. Amacımız çevreye olumsuz etkisi olmayan soğutkanlarla, hem gıda muhafazası anlamında olabilecek en gelişmiş sistemleri sunmak hem de yatırım ve işletme maliyeti anlamında dezavantaj teşkil etmeyecek bir sistem oluşturmak. Projenin yılsonuna kadar bitirilmesi gerekiyor. Bu süre zarfında olan uygulamaları, yıl sonunda yapacağımız seminer ve sahadaki tematik toplantılar başlığı adı altında katılımcılara eğitimle sunmayı planlıyoruz. Farkındalık yaratma çalışmasının diğer bileşenlerini, 2-5 Ekim 2019 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek ISK-SODEX fuarında SOSİAD standında sektörel medya ve proje web sitesi aracılığıyla yapılacak olan çalışmalar oluşturuyor. ISK-SODEX fuarı sırasında F-Gaz yönetmeliği ile ilgili bir seminer düzenlenecek. Seminerde SOSİAD’ın sosyal ortak olduğu Real Alternatives 4LIFE projesi ile ilgili bazı gelişmeler de aktarılacak. 4 Ekim 2019 akşamı, soğutma sektörünün farklı segmentlerinden yaklaşık 500 kişinin katılması beklenen bir gala yemeği düzenlenecek” diye konuştu. Aslantaş, Henry Ford’un “Bir araya gelmek sadece başlangıçtır. Gerçek başarı, birlikte çalışabilmektir” sözleriyle SOSİAD’ın güç birliğine olan inancını vurguladı.
Toplantı, soru-cevap bölümünün ardından düzenlenen kokteyl ile son buldu.