Trakya Üniversitesinde Gündem “HİDROJEN TEKNOLOJİLERİ”
Türkiye Hidrojen Teknolojileri Derneği tarafından Trakya Üniversitesi ve Uluslararası Hidrojen Enerjisi Birliği iş birliğiyle organize edilen, hidrojen enerjisinin ve teknolojilerinin ele alınarak dünyada ve Ülkemizdeki enerji sorunlarına çözüm önerileri sunulması amaçlanan “4. Uluslararası Hidrojen Teknolojileri Kongresi” 3 gün boyunca devam eden bilimsel oturumların yanı sıra davetli konuşmacıların ufuk açıcı sunumlarına sahne oldu.
22 Temmuz 2019, Pazartesi
Kongre’nin Genel Başkanlığı görevini üstlenen Türkiye Ulusal Hidrojen Derneği Başkanı ve Kanada Ontario Üniversitesi ile Yıldız Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. İbrahim Dinçer, “Alternative Dimensions of Hydrogen Energy And Future Directions” başlıklı konuşmasıyla hidrojen enerjisinin alternatif boyutları ve geleceği konusunda genel bir bakış ortaya koydu. Enerji kavramı, Türkiye’nin enerji kaynakları ve politikası ile enerji konusunda dünyada yaşanan gelişmeleri paylaşan Prof. Dr. İbrahim Dinçer, Türkiye’de 70 Milyar Dolara varan bir rakamın enerji ve enerji kaynakları için harcadığının altını çizdi. Prof. Dr. Dinçer, Türkiye’nin enerji ihtiyacının büyük bölümünü dışarıdan sağladığını, en büyük ekonomik açığın buradan geldiğini ve bu konuda bir şeyler yapılması gerektiğini savunarak “Acilen, kendi enerji seçeneklerimizi ve teknolojilerimizi geliştirmek zorundayız. Türkiye’de enerji kapsamında aktif çalışmalar var. Bakanlık boyutundan tutun; kurumlara, üniversitelere, sanayi ve kamunun diğer ayaklarına kadar özellikle yenilenebilir enerji teknolojilerinde oldukça aktif çalışmalar gerçekleştiriliyor. Bunun yanında özellikle üniversiteler ve dernek olarak da bizler, hidrojen enerji seçeneklerini işin içine katıyoruz. Türkiye, bu alanda öncü olabilecek ve öncü olmak için her türlü çalışmayı, insan kaynağını bu noktada organize edebilecek bir ülkedir.” dedi.
Yenilenebilir enerji kaynakları ve kullanılabilir enerji seçenekleri arasında hidrojenin oldukça önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Prof. Dr. İbrahim Dinçer “2 sene önce Davos’ta yapılan Ekonomik Forum’da dünyanın en büyük 13 firmasının CEO’ları bir araya gelerek Hidrojen Konseyi’ni kurdular. İklim değişikliğiyle ilgili en önemli ayağın hidrojen olduğunu söylediler. Çünkü hidrojen, karbonsuz bir çözümdür. Bizim niye fosil kaynaklı yakıtlarla problemimiz var? Çünkü onlar, hidrokarbonlu yakıtlardır. Yaktığınız zaman ortaya karbondioksit çıkıyor. Hidrojeniniz var ve yakıyorsunuz, açığa su hatta içilebilecek su çıkıyor. Dolayısıyla biz suyu alıp ayrıştırıp hidrojen elde etsek, elektrik elde etsek ve herhangi bir sistemi çalıştırsak, günün sonunda yine su elde edeceğiz. Sudan suya bir dönüşüm oluyor. Dolayısıyla çevreye emisyon atılmıyor. Bunu yaptığımız zaman karbon ayak izlerini azaltıyoruz. Bunları azalttığımız zaman hem çevre hem teknolojik boyutta hem de ülke boyutunda olumlu işler başarmış oluyorsunuz. Biz temiz suyu alarak hidrojen elde etmiyoruz. Kirli ve tuzlu suları alıp ayrıştırarak hidrojen ve aynı zamanda da klor gazını elde ediyoruz. Bu anlamda hidrojen çok önemlidir.” dedi.
Kanada Queen’s Üniversitesi ve Enerji ve İklim Araştırma Enstitüsü’nde görevli Prof. Dr. Steven Beale, “Mathematical Modeling of Fuel Cells and Electrolyzers” başlıklı bir sunum gerçekleştirerek yakıt hücrelerinin ve elektrolizörlerin matematiksel modellemesi üzerinde durdu. Otuz yılı aşkın süredir akışkanlar mekaniği, ısı ve kütle transferi alanlarında çalışmalar yürüten Prof. Dr. Steven Beale, kongre kapsamında katılımcılara bir dizi ölçeklendirmede yakıt hücreleri ve elektrolizörlerin performanslarını kavramada matematiksel modellemeler hakkında önemli bilgiler verdi.
Fransa Montpellier Üniversitesinden Prof. Dr. Ümit B. Demirci, “B-H and B-N-H Materials for Chemical Hydrogen Storage” başlıklı sunumuyla hidrojen ekonomisinin önündeki en büyük engel olan depolanmada kullanılan B-H ve B-N-H malzemeleri hakkında konuştu. Kimyasal hidrojen depolamada bor katkılı malzemeler üstüne çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Ümit B. Demirci; son on yılda fiziksel, fizikokimyasal ve tamamen kimyasal depolar dâhil olmak üzere çeşitli yaklaşımlar geliştirildiğini söyledi.
Hirohisa Uchida Tokai Üniversitesi ve Japonya Ulusal İleri Endüstriyel Bilim ve Teknoloji Enstitüsü’nde görevli Prof. Dr. Makoto Ryo Harada, bilimsel oturumların ikinci gününde “Current State of Japan's Hydrogen Energy-From R&D at Academic Sectors to Business Deployment” başlıklı sunumunda Japonya’nın hidrojen enerjisinin mevcut ve potansiyel durumunu katılımcılarla paylaştı. Teknolojik olarak yakıt hücresi sistemleri inşa edildiğini dile getiren Prof. Dr. Harada, gelecekte yenilenebilir enerjiyi ve hidrojen enerjisini bir araya getiren bir sistemi hedefleyeceklerini belirtti. Japonya’nın şu anki enerji politikalarında hidrojen üretimi, lojistiği ve depolanması gibi pek çok önemli başlık olduğunun altını çizen Prof. Dr. Harada, geleneksel yöntemler olan fosil yakıtlardan hidrojen üretimi yapmak yerine yenilenebilir enerjiden hidrojen üretim sistemi geliştirmeye odaklandıklarını belirtti.
Orta Doğu Teknik Üniversitesinden Prof. Dr. İnci Eroğlu kongreye “Why do Renewable Hydrogen Energy Systems Wait for the Developments in PEM Fuel Cell Technology?” başlıklı sunumuyla katkı sağlarken yenilenebilir hidrojen enerji sistemlerini hangi gelişmeleri beklediği, kimyasal enerjinin doğrudan elektrik enerjisine dönüştürülmesi ile verimli enerji dönüşüm aygıtları olarak büyük önem kazanan yakıt pillerinin bileşenleri ve bu bileşenlerin geliştirilmesi, katma değer yaratacak ürünler haline dönüşmesi konusunda güncel bilgiler ışığında paylaşımlarda bulundu.
Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen kongre, sunulan birçok bildiriyle, bilim dünyasına önemli katkılar sağladı.