UV Endüstrisi Dernekleri, COVID-19' a Karşı Dezenfeksiyon Amaçlı Kullanılan UV Işınlarının İnsan Vücudunda Kullanmamasını Öneriyor
Birlik yaptığı açıklamada,"Bu tür virüsleri öldürdüğü bilinen koşullar altında UV ışığının, ciddi cilt yanıklarına, cilt kanserine ve göz hasarına neden olduğu da bilinmektedir. Tıbbi ekipmanı, yüzeyleri veya havayı COVID-19 a karşı dezenfekte etmek için UV ışığı kullanan herkesin, önerilen tüm sağlık ve güvenlik önlemlerini takip etmesini (sağlam bilimsel kanıtlarla desteklenenler) ve vücudun doğrudan UV ışığına maruz kalmasını önlemek için önlem almasını şiddetle tavsiye ediyoruz" dedi.
Dezenfeksiyon için UV Teknolojisi
Ultraviyole spektrumu, görünür bölge ışınlarıdan daha yüksek enerjilerde, dört ana kategoriye ayrılmış bir elektromanyetik radyasyon bandıdır: UV-A (400 - 315 nm), UV-B (315-280 nm), UV-C (280-200 nm) ) ve vakum-UV (VUV, 100-200 nm).
UV-A ve UV-B dünyamıza ulaşan güneş ışınlarında bulunur; ultraviyole spektrumunun bu kısımları, güneş yanığının ve uzun süreli maruziyette bağlı olarak melanomun yaygın nedenleridir. İnsanların UV-A ve UV-B'ye maruz kalma riskleri iyi bilinmektedir. Güneş UV'si dezenfeksiyon amacıyla kullanılabilir. Ozon tabakası çoğu UV-B'yi bloke eder. UV-A ozondan neredeyse hiç etkilenmez ve çoğu dünya zemine ulaşır. UV-A, Dünya atmosferine nüfuz eden neredeyse tüm UV ışıklarını oluşturur. Belirli bir süre maruziyetler yüzeylerin ve suyun dezenfeksiyonunda etkili olabilir ancak bu dezenfeksiyonlar için UV-A ve UV-B'nin yapay kaynakları yaygın olarak kullanılmaz.
UV-C ise, su arıtma, hava sistemleri ve yüzeylerdeki uygulamalarla yüzyılı aşkın bir süredir dezenfeksiyon için kullanılmaktadır. UV-C'nin dezenfektan olarak kullanımı onlarca yıl süren bilimsel araştırmalarla da desteklenmektedir. UV teknolojisi ile dezenfeksiyon, 254 nm dalgaboylu UV-C ışınları kullanılarak sağlanır. Bu ışınlar mikroorganizmalar ile temas ettiklerinde, DNA’larına “fotooksidasyon” yoluyla hasar vermektedir. DNA’sı tahrip olan canlının üreme dahil tüm hücre faaliyetleri durur ve hücre ölümü gerçekleşir. Farklı mikroorganizmaları inaktive etmek için gerekli UV maruziyeti değişmekle birlikte, bu tedaviye bağışıklığı bilinen bilinen bir mikroorganizma yoktur ve düzenli olarak bakteri, virüs ve protozoalara* karşı kullanılır.
Protozoa, diğer mikroorganizmalar veya organik dokular ve kalıntılar gibi organik maddelerle beslenen, serbest yaşayan veya parazitik olan tek hücreli ökaryotlar için resmi olmayan bir terimdir.
UV-C'nin bakterileri ve virüsleri inaktive edebildiği gibi, hücrelerimiz de DNA içerdiğinden insan hücrelerine de zarar verebilir. Bu maruziyet ciltte tahrişe, korneada hasara ve kansere yol açan hücre mutasyonlarına neden olabilir. UV-C radyasyonuna maruz kalma, insan sağlığı ve güvenli maruziyet seviyeleri için ortak bir anlaşma ile küresel olarak düzenlenmektedir. Bu düzenlemeler ve standartlar izin verilen maruziyete sınır koysa da, her durumda mümkün olduğunca UV'ye maruz kalmaktan kaçınılması önerilir.
ETKİ MEKANİZMASI
Doğada UV ışınlarının kaynağı güneştir (Şekil-1). Güneşten atmosferimize ulaşan UV-A (315-…-400 nm) ve UV-B (280-…-315 nm) ışınları yeryüzüne kısmen ulaşabilir. Bu ışınlar aşırıya kaçılmadıkça insanlar açısından faydalıdır, örneğin vücudumuzun D vitamini sentezi yapmasını veya cildimizin bronzlaşmasını sağlar. Buna karşın dezenfektan etkisi olan güçlü UV-C (200-…-280 nm) ışınları ozon tabakası tarafından büyük oranda emilmekte ve yeryüzüne ulaşamamaktadır. Aksi halde bu ışınlar mikro yaşamı yok edecek, dünyada insan dahil hiçbir canlının gelişmesi mümkün olmayacaktı. Şekil 1’deki “hücre ölüm eğrisinden” görüldüğü gibi, mikroorganizmaların DNA’sı üzerinde en fazla tahribata yol açan UV ışınları 240 ila 280 nm aralığındaki UV-C ışınlarıdır. Eğrinin pik noktasında yaklaşık 253 - 256 nm dalga boylu ışınlar için etki en üst noktaya ulaşır.
Bu etki kısaca şöyle açıklanabilir: Yaklaşık 254 nm dalga boylu yüksek enerjiye sahip UV-C ışınları mikroorganizmaların hücre zarından içeri süzülür ve DNA’yı oluşturan başta “Timin” adlı nükleik asitler tarafından absorbe edilir. Bu enerji transferi sonucu DNA zinciri bir çok noktasından tahrip olur. DNA’sı bozulan canlının üreme dahil tüm hücre faaliyetleri durur ve hücre ölümü gerçekleşir.
Özetle:
Cildin, gözlerin veya vücudun herhangi bir kısmı UV-C ışınlarından mümkün olduğunca kaçınılmalıdır.
UV-C radyasyon kaynaklarını kullanırken daima uygun KKE - Kişisel koruyucu ekipman (örneğin uzun kollu giysiler, eldivenler ve UV-opak yüz siperi) kullanın.
Güvenli çalışmayı sağlamak için UV-C cihazlarını daima üreticinin kullanım talimatlarına uygun olarak ve ışık sızıntısının kontrol edildiği ve risklerin uygun şekilde yönetildiği uygun muhafazalar içinde kullanın.
Kaynaklar: http://www.iuva.org/Projects-Articles-Repository/8926263
http://www1.mmo.org.tr/resimler/dosya_ekler/08f96d5fdb800b6_ek.pdf