Yapraklı sebzelerde ilk kez araç lastik aşınmasından kaynaklanan kimyasal kalıntılar tespit edildi
Ticari olarak satılan meyve ve sebzelerde ilaç kalıntılarının varlığı bilimsel olarak birçok kez araştırılmıştır. Ancak lastik aşınmasından kaynaklanan katkı maddeleri adı verilen kimyasal maddeler de besin zincirine giriyor. Bu maddelerin bazıları ve bunların dönüşüm ürünleri potansiyel olarak ekolojik ve toksikolojik riskler oluşturabilmektedir. Bu, Viyana Üniversitesi Mikrobiyoloji ve Çevre Sistemleri Bilimi Merkezi'nde (CeMESS) Thilo Hofmann liderliğindeki uluslararası bir araştırma ekibinin, Benny Chefetz liderliğindeki Kudüs İbrani Üniversitesi'nden bir ekiple işbirliği içinde yaptığı yeni bir çalışmada gösterildi. İsviçre ve İsrail'den gelen sebzeler özenle incelendi.
Aaraç lastikleri, performanslarını ve dayanıklılıklarını artıran çeşitli malzemelerin karışımından oluşur. Bunlar, modern bir lastiğin yüksek teknoloji performansını mümkün kılmak için antioksidanlar, antiozonantlar, vulkanize edici maddeler, yaşlanma önleyici maddeler gibi yüzlerce maddeden oluşan kimyasal katkı maddeleri içerir.
Araba lastiklerinden elde edilen bileşikler, atmosferik biriktirme, arıtılmış atık su ile sulama ve kanalizasyon çamurunun gübre olarak kullanılması yoluyla tarıma giriyor. Araştırma grubunun başkanı Thilo Hofmann, "Orada bitkiler tarafından alınabiliyor ve böylece insanlara da ulaşabiliyorlar" diyor.
Süpermarket ve tarladaki yapraklı sebzelerde lastik aşınması kalıntıları.
Son olarak araştırmacılar, sebzelerden ölçülen değerleri, bu maddelerin alım oranlarına kadar tahmin ettiler. Sherman, "İsviçre ve İsrail'deki insanların ne yediğini temel alarak günlük alım miktarını hesapladık" diyor. Yapraklı sebzelerdeki lastik katkı maddelerinin konsantrasyonları genel olarak düşüktür ve örneğin benzotiyazol (BTZ) için 238 nanogram ng/kg veya dönüşüm ürünü 6PPD kinon'un oldukça toksik olduğu bilinen bir madde olan 6PPD için 0,4 ng/kg'dır.
Diyete bağlı olarak bu, kişi başına günlük BTZ için 12 ila 1.296 ng veya 6PPD için 0,06 ila 2,6 ng arasında bir alıma yol açar. Bu, gıda zincirine de giren ilaç kalıntılarıyla karşılaştırılabilir büyüklüktedir. Thilo Hofmann'a göre çalışma net sonuçlar gösteriyor: "Neyse ki konsantrasyonlar ve günlük alımlar nispeten düşük olsa da, araç lastiklerindeki katkı maddeleri hâlâ yiyeceklerde bulunuyor. Ait oldukları yer orası değil."
Hofmann'a göre bundan sonraki adımlar artık çevre ve insan sağlığı yönlerini araştırmak olmalı.
Sokaktan fabrikaya, oradan bedene.
Bilim insanları, 2023 sonlarında, araç lastiklerindeki katkı maddelerinin prensipte bitkiler tarafından absorbe edilebildiğini net olarak göstermeyi başardılar. Araştırma ekibinde Anya Sherman durumu şöyle açıklıyor: "Ancak soru, bunun yalnızca mekanik laboratuvar çalışmamızda mı yoksa sahada da mı gerçekleşeceğiydi." Bu nedenle mevcut çalışmada Viyanalı ve İsrailli çevre bilimciler, marul bitkilerinin doğal büyüme koşulları altında araç lastikleri tarafından salınan kimyasalları absorbe edip etmediğini analiz etti. Geçen hafta yayınlanan çalışmanın arka planını açıklayan Thilo Hofmann, "İsviçre'deki süpermarketlerden ve İsrail'deki tarla sebzelerinden gerçek örnekleri inceledik" diyor.
Uluslararası araştırma ekibi, lastikle ilişkili toplam on altı bileşiğin numunelerini analiz etmek için yüksek çözünürlüklü kütle spektrometresi kullandı. Süpermarketten alınan İsviçre numunelerindeki yapraklı sebzelerin menşe ülkeleri İtalya, İspanya ve İsviçre idi. İsrail örneklerinde ise sebzeler hasattan hemen sonra yendiği için doğrudan analiz yapıldı.
Yayınlanan bilimsel makeleye ulaşmak için: https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fenvs.2024.1384506/full