Biyoteknoloji ile daha sürdürülebilir kokular yaratmak
Narenciye ve vanilya gibi doğal koku ve tatların bulunabilirliği azalsa da, bunlara olan talep hızla artıyor.
Son yıllarda aroma ve koku şirketleri, sentetik bileşikler kullanmak zorunda kalmadan tedarik zincirlerini desteklemek, mevsimsellik ve yetersiz hasat gibi sorunları önlemek için biyoteknoloji endüstrisi ile birlikte çalışıyor. Fermantasyondan türetilen bileşenler, tüketicilere büyük ölçüde hitap eden ABD ve Avrupa'da doğal olarak bulunabilmektedir. Biyoteknoloji firmaları ve büyük kimya şirketleri, fermente ürün üretimlerini artırırken, süreci daha verimli ve daha ucuz hale getiriyor.
Ticari olarak uygulanabilir olmaları için, işlenmiş mikropların bitkilerde bulunandan çok daha yüksek bir konsantrasyonda bir tat veya koku molekülü üretmeleri gerekir. Mikrobiyal mühendisler, yeni bir tat veya koku molekülü üretmek için hangi bitki genlerine ihtiyaç duyduklarını bulduklarında, bu yapının varyantlarını yapmanın nispeten kolay olduğunu söylüyorlar.
Fermente moleküllerin bir başka avantajı, doğal olarak türetilmiş bileşenlerle elde edilmesi zor olan tat ve koku tutarlılığıdır. Sürdürülebilirliğin hem tüketiciler hem de üreticiler için bir zorunluluk olduğu için, uzmanlar bunun çok yönlü ve uygun maliyetli bir çözüm olduğundan umutlu.