Dünya Sağlık Örgütü Raporuna Göre, Sudaki Mikroplastikler İnsan Sağlığına Zararlı Değil
Mikroplastikler içme suyunda giderek daha fazla bulunuyor, ancak Dünya Sağlık Örgütü'nün yeni bir değerlendirmesine göre, bunun insanlar için risk oluşturduğuna dair kanıt yok.
Mikro plastiklerin esas olarak bir tanımı yok, ancak bunlar genel olarak yarım milimetreden daha küçük oldukları varsayılmaktadır.
Plastik üretiminin 2025 yılına kadar ikiye katlanacağı tahmin edilen raporda, plastik boncuklar ve ipliklerin dakikalar içinde parçacıklarına ayrıldığını ve mikroplastik kirlilik kaynaklarını bu tarz yapıların oluşturduğu belirtiliyor. Araştırmalar ayrıca, şişelenmiş içme suyunda, şişe ve kapakta kullanılan polimerlerin elementlerini de içerdiğini göstermektedir.
Raporda daha büyük mikroplastiklerin (150 mikrometreden daha büyük olanlar), insan vücuduna doğrudan geçtiği için asıl endişeli olanın bu olduğunu belirtildi. Daha küçük parçacıklar potansiyel olarak sindirim kanallarının duvarlarından geçip sıkışabilir, ancak araştırmacılar zararlı miktarlarda birikme ihtimalinin bulunmadığına inanılıyor.
DSÖ'nün Halk Sağlığı, Çevre ve Sosyal Belirleyicileri Direktörü Dr. Maria Neira, “Her yerde oldukları için içme suyumuz da dahil olmak üzere mikroplastiklerin sağlık üzerindeki etkileri hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacımız var. Sahip olduğumuz sınırlı bilgiye dayanarak, içme suyundaki mikro plastiklerin mevcut seviyelerde sağlık riski oluşturduğu görülmedi. Ama daha fazlasını öğrenmemiz gerek. Ayrıca dünya genelinde plastik kirliliğinin artmasını durdurmamız gerekiyor” dedi.
Raporu hazırlayanlar, içme suyunda mikro plastiklerin rutin olarak izlenmesinin tavsiye edilmediğini, çünkü kaynakların çok daha büyük ve kanıtlanmış bir risk olan bakteri ve virüslerin giderilmesine harcanması gerektiğini söyledi.
Raporun yazarlarından biri olan Bruce Gordon, “Genel sonuç, tüketicilerin fazla endişelenmemesi gerekiyor. Elimizdeki verilerle, riskin düşük olduğuna inanıyoruz, ancak kesin olarak gelecekte bir risk olmayacağını söyleyemeyiz. Biz endişe duymuyoruz. Sorunun en iyi yanıtının, tek kullanımlık plastiklerin ortadan kaldırılması, geri dönüşümü ve alternatiflerin kullanımını teşvik ederek plastik kirliliğini azaltmak olduğunu" söyledi.
Mikro plastiklere maruz kalmanın ve insan sağlığı üzerindeki potansiyel etkilerinin daha doğru bir şekilde değerlendirilebilmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu belirten raporda, bunun için; suda mikroplastik parçacıkları ölçmek için standart yöntemler geliştirmek; içme suyundaki mikro plastiklerin kaynakları ve oluşumuyla ilgili daha fazla çalışma; ve farklı muamele işlemlerinin etkinliğinin araştırılması gerektiği belirtildi.
DSÖ, içme suyu tedarikçilerine ve düzenleyicilerine, insan sağlığına risk olarak bilinen mikrobiyal patojenlerin ve kimyasalların yok edilmesinin daha öncelikli olmasını öneriyor ve mikrobiyal patojenlerin ve kimyasalları işleyen atık su ve içme suyu arıtma sistemlerinin, mikroplastiklerin çıkarılmasında da etkili olduğunu belirtiyor.
Atık su arıtımı, atık sudaki mikro plastiklerin% 90'ından fazlasını kaldırabilir ve en yüksek kaldırma, filtrasyon gibi üçüncül arıtma işlemleri ile yapılır. Geleneksel içme suyu arıtması mikrometreden küçük parçacıkları temizleyebilir. Küresel popülasyonun önemli bir bölümü şu anda yeterli su ve kanalizasyon arıtımından yararlanmamaktadır. İnsanın dışkı ile kontamine olmuş suya maruz kalma problemini ele alarak, topluluklar eş zamanlı olarak mikroplastiklerle ilgili endişeleri ele alabilir.