UKÜ’lü Akademisyenden, Nano Teknoloji Yaklaşımları ile Kanser Üzerine Araştırma
Doç. Dr. Kavaz nano teknolojinin öneminin son dönemlerde arttığını belirterek, araştırmada çevre dostu bitki ekstraktları kullandıklarını ve özellikle Albizia cinsine ait tropikal bir tür olan Albizia lebbeck’in ekstraktlarını alarak, nanoteknolojik yaklaşımlar ile kanser hücreleri üzerine yeni nesil tedavi yöntemlerini incelediklerini açıkladı. Bu bitkinin Avustralya, Asya, Afrika ve Güney Amerika'da yaygın olduğunu aktaran Kavaz, Albizia lebbeck’den alınan özlerle UKÜ bünyesinde bulunan BRC laboratuvarında araştırmayı yürüttüklerini belirtti. Bitkinin yapraklarının, flavonoidler, tanenler, alkaloitler, triterpenoid saponinler ve terapötik değeri olan kardiyak glikositler gibi fotokimyasallar içerdiğini aktaran Kavaz, bitkinin tohumlarının, meme kanseri hücrelerine ve çeşitli bakterilere karşı antitümör, antifungal ile antibakteriyel ve antikanser üzerine etkisini de incelediklerini bildirdi.
Doç. Dr. Kavaz “Çalışmalarımızda Albizia lebbeck sulu özleri ile çinko oksit nano parçacıkların çevre dostu yeşil sentezi yöntemi ile sentezledik” dedi. Sentezlenen nano parçacıklar ile antibakteriyel aktivitesinin çeşitli mikroorganizmalar kullanılarak yürütüldüğünü kaydeden Kavaz, çinko oksit nano parçacıklarının laboratuvar ortamında serbest radikal aktivitesinin hidrojen peroksit yöntemi ile değerlendirildiğini de açıkladı. Doğa Kavaz, nano parçacıkların insan meme kanseri hatları MDA-MB 231 ve MCF-7'ye karşı anti kanser etkileri incelendiğini de söyledi.
Nanoteknolojinin toksik olmayan, kimyasal olarak stabil, biyouyumlu olduğu ve toksik olmadığı bilinen çinko oksit nanoparçacıklarının sentezi amacıyla biyosentetik ve çevre dostu teknolojiyi kullandığını hatırlatan Kavaz, çalışmanın hızla büyüyen bir araştırma alanı olduğunu açıkladı. Doğa Kavaz, nanoteknolojini sahip olduğu özellikleri nedeniyle ilaç taşıyıcıları, hücre görüntüleme ajanları, antikanser ajanlar, antimikrobiyaller, biyosensörler, antidiyabetikler ve kozmetikler uygulamalarında kullanılarak gelecek vaat ettiklerini belirtti.
Kullanılan teknolojilerle, yeni kombinasyonlu anti kanser ilaç iletim sistemlerinin geliştirilebileceğini kaydeden Kavaz, meta statik meme kanserinde anti kanser tedavisinin etkililiğini arttırmak ve günümüzde kullanılan tedavilerin artmış toksisitesini yenmek için önemli olduğunu vurguladı.
Nanoteknoloji alanındaki ilerlemeler artıkça, kanser tedavisi için eşzamanlı görüntüleme ve tedaviye izin veren çok işlevli taşıyıcıların da geliştirilebileceğini aktaran Kavaz, araştırmada ulaşılan sonuçlar neticesinde projeyi bir üst seviyeye taşıyarak hayvan deneylerinde de kullanmaya başladıklarını bildirdi. Kavaz, ilerleyen yıllar içerisinde projeyi ilaç iletim sistemlerinin geliştirilmesine taşıyacaklarını ve kanser hastalarına yeni bir umut olacağının da altını çizdi.