Araştırmacılar, erkekler arasındaki kronik hastalıklar ile ftalatlar olarak bilinen potansiyel olarak zararlı kimyasalların konsantrasyonu arasındaki bağımsız ilişkiyi araştırdı. Çalışmanın sonuçları Çevre Araştırmaları dergisinde yayınlandı.

Ftalatlar, gıda paketleme ve ambalajları, oyuncaklar, ilaçlar ve hatta tıbbi cihazlar gibi yaygın tüketici ürünlerinde kullanılan kimyasal gruplardır.

Araştırmacılar, test edilen 1500 Güney Avustralyalı erkek grubundaki 35 yaş ve üzeri erkeklerin yüzde 99,6’sının idrarında ftalat tespit edildiğini keşfetti.

Adelaide Üniversitesi’nden Doçent Zumin Shi “Toplam ftalat seviyesi yüksek olan insanlarda kardiyovasküler hastalık, tip -2 diyabet ve yüksek tansiyon prevalansının arttığını gördük”.

“Ftalatların hastalıkla bağımsız olarak bağlantılı olmasının kesin sebeplerini hâlâ anlamamıza rağmen, vücudun büyümesini, metabolizmasını, cinsel gelişimini ve fonksiyonunu düzenleyen hormon salımını kontrol eden insan endokrin sistemi üzerindeki kimyasal etkileri biliyoruz.

Shi, “Kronik hastalıklara ilaveten, yüksek ftalat düzeyleri vücuttaki artmış inflamatuar biyolojik belirteç seviyeleri ile ilişkiliydi” dedi.

Daha önceki çalışmalar, daha az taze meyve ve sebze, daha fazla işlenmiş ve paketlenmiş gıdalar yiyen ve gazlı alkolsüz içecekleri içen erkeklerin idrarında daha yüksek seviyelerde ftalat bulunduğunu göstermiştir.

“Önemli bir nokta, test ettiğimiz erkeklerin yüzde 82’si kilolu veya obezdi ( kronik hastalıklarla ilişkili olarak bilinen koşullardır), çalışmamızda buna göre ayarlamalar yapıldığında, yüksek düzeyde ftalat ve hastalık arasındaki anlamlı ilişki önemli ölçüde değişmedi”.

Ayrıca çalışma, sigara ve alkol gibi sosyo-ekonomik ve yaşam tarzı faktörlerine göre ayarlandığında, yüksek düzeyde ftalat ve hastalık arasındaki ilişki değişmedi. “

Shi, çalışmalar erkeklerde yapıldığı halde bulguların kadınlarla da alakalı olacağını söyledi.

“Daha ileri araştırmalara ihtiyaç duyulmasına rağmen, mümkün olduğunca çevresel ftalatlara maruz kalmanın azaltılması, sağlıklı yaşam tarzlarının benimsenmesi kronik hastalık riskini azaltmaya yardımcı olabilir” dedi.

Bu araştırma Ulusal Sağlık ve Tıbbi Araştırma Kurumu (NHMRC) tarafından desteklenmiştir.