Bağırsaklarımızdaki bakteriler sağlığımız için hayati öneme sahiptir, ancak şehirleşme ve antibiyotikler geleneksel insan mikrobiyomunun zengin çeşitliliğinin kaybolduğu anlamına gelir. Eric Alm bunu değiştirmek istiyor. Massachusetts Institute of Technology'de biyolog olan Alm, kar amacı gütmeyen Global Microbiome Conservancy'i kurdu. Amaç, yerli ve izole edilmiş halklardan dışkı örnekleri toplamak ve ortadan kaybolmadan önce bağırsak sakinlerimizin bir havuzunu oluşturmak.

Neden bağırsak bakteri kütüphanesi oluşturdunuz?

Bugün kaybedilen biyoçeşitliliğin çoğu, insanlar içinde - bağırsak mikrobiyomlarımızda - barındırılmaktadır ve geleneksel yaşam tarzlarını yaşayan daha fazla insanın sanayileşmiş yaşam biçimlerini benimsemesiyle birlikte tamamen ortadan kalkabilmektedir. Yaptığımız şey, bugün Dünya'daki insan bağırsak mikroplarının biyolojik çeşitliliğinin bir anlık görüntüsünü almak ve daha sonra gelecek nesiller için bunu koruyarak her zaman bir yerde depolanan bizimle birlikte gelişen biyolojik çeşitliliğe sahip olmamızdır.

Bağırsak mikrobiyomu bir kişiden diğerine ne kadar farklıdır?

Nereye bakacağınıza bağlı. Sanayileşmiş ülkeler arasında, bazı bölgesel farklılıklar vardır, ancak kentsel bir Kuzey Amerikalı ile, örneğin dünyanın başka yerlerinde sanayileşmemiş bir bölgede yaşam süren biri arasındaki farklarla karşılaştırıldığında nispeten küçüktür. 

Bu farklılıklar neden önemlidir?

Modern dünyanın birçok hastalığının - enflamatuar bağırsak hastalığı, astım, alerji, otoimmünite - olduğunu zaten biliyoruz.

Atopi ve astım “çevre genleri” etkileşimi sonucu ortaya çıkan karmaşık hastalıklardır; prevalanstaki yükselişlerinin hızlılığı, en muhtemel nedensel olarak çevrede bir değişime işaret etmektedir. Bebeklikteki olaylar ve daha sonra atopik hastalıkların gelişimi arasındaki ilişkileri belirten epidemiyolojik çalışmalar, prevalanstaki artışlarının erken yaşamdaki mikrobiyal maruziyetteki bir eksiklik ile ilişkili olduğunu göstermiştir. 

İnsanların doğum kohort* çalışmalarından ve farelerin girişimsel çalışmalarından elde edilen bulgular, bazı kommensal mikroplar tarafından solunum veya gastrointestinal sistemin mikrobiyal kolonizasyonundaki bir eksikliğin, alerjik duyarlılığı arttıran sistemik ve / veya lokal bağışıklık fonksiyonunun bükülmesine yol açtığını ortaya koymaktadır. Son zamanlarda yapılan çalışmalar, bağışıklık toleransını indüklemek için gerekli olan kolektif fonksiyonları ve dolayısıyla azaltılmış duyarlılıkları belirleyen mikropları veya mikropların toplanmasını hedeflemektedir.

Sonuç olarak,

Ortaya çıkan veriler, kompozisyonu ve fonksiyonu diyetten antimikrobiyal uygulamaya, erken lokal çevresel mikrobiyal maruziyetlere kadar değişen çevresel etkilerden etkilenen bağırsak ve solunum mikrobiyomlarının artan atopi ve astım prevalansı için “ortak bir zemin” hipotezi sunmaktadır. Özellikle yaşamın yenidoğan döneminde mikrobiyal topluluk kompozisyonunu ve fonksiyonunu şekillendirmeyi amaçlayan stratejiler, çocukluk çağı alerjik astımının önlenmesi için yeni bir strateji sunabilir.

*Kohort araştırmaları, herhangi bir sağlık problemi ile bu sağlık problemine neden olabileceği düşünülen sebep arasındaki ilişkiyi saptamak amacı ile planlanan çözümleyici epidemiyolojik araştırmalardır.

*Bu haber Chemlife dergisi 23. sayıda yayımlanmıştır

Kaynak : newscientist